Aşk-ı Memnu - Halit Ziya Uşaklıgil

Batı dünyasına özenti ile başlayan modernleşme ve batılılaşma hareketleri, Türk toplumuna bir çok değişikliği beraberinde getirmiştir. Batılılaşma sürecinde görülen değişiklikler Türk edebiyatçılarının eserlerinde de görülmüştür. Bu batılılaşma süreci ve etkisinde yazılan eserlerden bir çoğu Türk romanının batılılaşmasında etkili olmuşlardır. Bu eserlerin içinde Halid Ziya Uşaklıgil’in eseri olan ‘Aşk-ı Memnu’ Türk romanın batılılaşmasında çok önemli bir role sahiptir. Bu dönemde yazılan eserlerde batılılaşma öncesi yazılan eserlerden farklı olarak gerek olay örgüsü gerekse kişilerin canlandırılmasında realist ve natüralist akımların etkisiyle daha gerçekçi bir yol izlenmiştir. Halid Ziya’ın ‘Aşk-ı Memnu’ eserinde de bu akımların etkileri görülmüş ve yazar bu eserini daha realist bir şekilde yazmıştır. Halid Ziya’nın bu romanında kahramanlarının duygularını ve arzularını iyi bir şekilde tahlil etmiş ve onları bulundukları mekanların içinde okuyucusuna aktarmıştır. Bu roman, özellikle karakterlerin tahlilleriyle psikolojik bir roman özelliği göstermektedir. Bu gibi özellikleri ile Türk edebiyatında yeniliklerin yayılmasına ve yerleşmesine öncülük eden ‘Aşk-ı Memnu’ altı bölümlük dizi halinde izleyicilere de ulaşmıştır. Ancak, roman filme uyarlanırken bazı detaylar gözden kaçırılmış veya göz ardı edilmişti. Filmde karşılaştığımız bazı detaylardan da kitapta bahsedilmemişti. Kısacası, Halid Ziya Uşaklıgil’in bu unutulmaz eseri filme uyarlanırken bir çok değişikliklerle ekrana yansıtılmıştır.

Filmde ilk dikkati çeken genel olarak bir farklılık vardı. Kitapta Halid Ziya Uşaklıgil’in anlattıklarını filmde Adnan Bey’in evinde çalışan kadınlar mutfakta anlatıyorlardır. Kitapta olan olayları anlatan Halid Ziyan’nın yerini filmde evin yardımcıları almıştı. daha önce de belirttiğim gibi, romanda anlatılan bazı olaylar filme aktarıldığında göz ardı edilmişti. Örneğin, ilk olarak göz ardı edilen bir nokta, romanda Adnan Bey’in küçük oğlu Bülent’in ders çalışma odaları vardı;gergef, müzik... Ancak filmde Bülent’in bu çalışma odalarında ne bahsedilmiş ne de gösterilmişti. Bir başka filmde göz ardı edilmiş nokta ise, ki bu romanda belki en önemli kısımdı, Bihter’in kendisi ile sevişmesiydi. Romanda Bihter Behlül ile arası bozulduktan sonra ayna karşısında uzun süre kendisini incelediği, daha sonra yavaş yavaş üzerindekileri çıkartıp çıplak bir şekilde kendisini baktığı, kendisine aşık olduğu ve bu raddeden sonra kendisi ile uzun süre dokunmalarla seviştiği anlatılıyordu. Öbür yandan, filme bu sahne sadece Bihter’in ayna da kendini beğenip aşık olduğu şeklinde yansıtılmış. Bir başka değişle hiçbir şekilde kendisiyle sevişmesine değinilmemişti. Ayrıca, romanın filme uyarlanmasında yönetmenin perdeye yansıtmadığı diğer bir nokta ise Bülent’in mektebe gitme aşamasıydı. Filmde mektebe gitme kararı alınmadan öncesi ile karar alındığı an arasındaki süreç ve bu süreç içinde gelişen olaylar göz ardı edilmişti. Romanın filminde göz ardı edilen ve hiç bahsedilmeyen detayların yanında, romanda olan olayların filme uyarlanırken farklı olarak aktarılması vardı.

Bunların başında, Matmazel de Courton’un asıl görevi romandakinden farklı olarak filme aktarılmıştı. ‘Aşk-ı Memnu’nun romanında matmazelin görevi Nihal’in ve Bülent’in eğitimi ile ilgilenmekti. Romanda Nihal’e sadece Fransızca ve piyano eğitimi verirken filmde karşımıza Bülent’in üzerindeki kıyafetlerini değiştirirken çıktı. Başka bir değişle romanda sadece eğitmen olarak evde bulunan matmazele filmde biraz daha dadı rolü üstlendirilmiş. Ayrıca, romanda Matmazel de Courton babası ile çok yakın ve sıkı bir ilişkisi olan Nihal’e, Bihter’in eve anne sıfatı ile gelmesi karşısında yaşadığı mutsuzluk, sıkıntı ve kıskançlık karşısında aklının biraz dağılması için ada’ya halasının yanına gitmeyi teklif ettiği, ve Nihal Matmazel de Courton’un bu teklifini hemen kabul etmediği anlatılmıştı. Ancak filmde Nihal’in böyle bir teklif karşısında itirazı ile karşılaşılmadı. Aksine Nihal, matmazel’in bu teklifi ile çok sevinmişti, hatta hemen gitmek için can atmıştı. Bundan farklılıktan başka, Kitapta uzun uzadıya anlatılan ve sorunlu olarak anlatılan Nihal’in Bihter ile çarşaf alışverişi filmde sorunsuz ve kısa bir alışveriş olarak verilmiş. Filmde yaklaşık bir günde alınan Nihal’in çarşaflarının rengi kitapta çok sorun oluyordu. Bu değişiklik filmde romandaki kadar ayrıntıya kaçılmamasından meydana çıkmış. Filmde yaşanan olay süreçlerinin kısaltılmasına bir başka örnek de, Behlül ile Kette’nin sevişme aşamasıydı. Romanda amcasının evinde olan olaylardan uzaklaşmak için eski Beyoğlu yaşantısına geri dönen Behlül orada karşılaştığı Kette ile sevişmesi daha uzun ve yine detaylı anlatılmıştı. İlk bakışta küçük gibi görünen aslında önemli olan başka bir farklılık ise Matmazel de Courton ile Nihal arasında geçen gizli bir diyalogdu. Romanda Matmazel de Courton Fransa’ya geri dönerken, Bihter ile Behlül’ün sevişmelerine şahit olduğu için, Nihal’in kulağına “Behlül’e dikkat et!” gibisinden bir uyarı fısıldıyordu. Ancak bu olay ‘Aşk-ı Memnu’ filminde karşımıza matmazelin Nihal’in yüzüne söylemesi olarak çıkıyordu.

Sadece Halid Ziya Uşaklıgil’in ‘Aşk-ı Memnu’ romanın filme uyarlanmasında değil, bunun gibi bir çok romanın filme uyarlanışında göz ardı edilen ve değişikliğe uğrayan yanları olmuştur. Romanda 450-500 sayfaya uzun uzun anlatılan olay öğeleri, 1 saat veya 90 dakikalık bir filme uyarlanırken bazı detayların göz ardı edilmesi veya değiştirilerek izleyicilere aktarılması yadsınmaması gereken bir durum. Romanların filme uyarlanmasında önemsenen, romanın olay kurgusu içinde en öz ve konu saptırılmadan ekrana yansıtılmasıdır.

Hiç yorum yok:

Hangi tür kitaplar okursunuz ?